8 Temmuz 2010 Perşembe

Başyapıt bir Anime : Cowboy Bebop

"I'm not going to there to die, I'm going to find out if I really alive."
Spike Spiegel


Şu yazdığım söz eğer Cowboy Bebop'u izlemediyseniz, size hiç bir şey ifade etmemekte fakat benim için çok derin anlamları olan bir laftı. Belki de tek cümleyle özetlemekte Cowboy Bebop'u. Gerçekten de daha önce yapmamız gereken şeyleri erteleyip, geçmişimizden sürekli kaçmak hiç bir şeyin çözümü olmadığı gibi kaçtığımız geçmişimiz bizi hiç bir zaman bırakmaz.

Cowboy Bebop'u izlerken hep bunları düşünmüştüm ama şimdi buraya düşüncelerimi spoilerla karışık yazıp izlememişlerin tadını kaçırmayı istemiyorum.

Bu yazımda size hayranı olduğum en sevdiğim anime (hatta en sevdiğim dizi vs da aynı zamanda) olan Cowboy Bebop'u tanıtacağım, hazırsanız başlıyorum.


Cowboy Bebop  1998-1999 yıllarında yayınlanmış, 26 bölüm sürmüş, yönetmenliğini Shinichiro Watanabe'nin  yaptığı bir anime serisidir. Cowboy Bebop sadece senaryosu, çizimleri filan değil aynı zamanda sinematik (attım böyle bir tabir var mı bilmiyorum) olarak çok değerli, zaman ötesine geçmiş bir yapım olduğu için yönetmeni bu nedenle çok değerlidir benim için (kendisinin 2004'te çıkmış bu seriye benzerlik gösteren Samurai Champloo adlı yapımını da tavsiye ederim izlemediyseniz.)

Peki konusu ne, hemen kısaca özet geçmem gerekirse, 2022 yılında uzayda önemli bir patlama olmuş,  bu Dünyayı etkilemiş  ve Dünya yaşanacak bir yer olmaktan çıkmış, bunun çaresi olarak da insanlar galaksideki gezegenleri kolonileştirmeyi başarıp galaksiler arası yolculuklar mümkün hale getirilmiş.

Hikaye de 2071 yılında geçiyor, Spike, Jet (daha sonra bunlara Faye, Ed ve köpek Ein da katılmakta) para kazanmak  daha da önemlisi  karınlarını doyurmak için (çünkü bu tayfa genel olarak açtır) ödül avcılığıyla uğraşan Bebop tayfasını oluşturmaktadır, biz de işte bu tayfanın yaptıklarını, geçmişlerini, ruhsal hal ve tavırlarını seri boyunca izleriz.



 Her bölümde farklı bir zorlukla, farklı bir düşmanla uğraşmaları gerekmekte yani bazı bölümler hariç bölümler arasında bir konu bütünlüğü yok. Bu kimileri için bir eksi olarak kabul görse de kabul etmek gerekir ki bu dizinin tarzı böyle ve bunu çok iyi yapmakta.

Animenin bir başka sahip olduğu özgünlük ise, yıl 2071, galaksiler arası seyahat falan mümkün ama insanların yaşadıkları yerler, kullandıkları silahlar, yaşayış tarzları filan her şey günümüzdeki gibi, hatta çok ilginçtir, her bir gezegen her bir ay farklı bir kültürü barındırmakta (söz konusu mesela Jüpiter'de Kuzey Ülkelerin kültürleri şekli şemalı varken, Venüs'te Türk kültürü, Türk tabelaları [evet yanlış görmediniz Türkçe tabelalar animede yer almakta] görebiliyorsunuz)

Kısaca karakterleri tanıtsak;

Spike Spiegel: Cowboy Bebop'un ana karakteri, 27 yaşında, Mars doğumlu bir kardeşimizdir. Geçmişte "Kızıl Ejderha Suç Topluluğu"'unda aktif olarak bulunmuş, örgütten kankası olan Vicious'la arası  sevdiceği Julia yüzünden açılmış, Spike burayı terk edip, Jet'le tanışıp ödül avcılığı yapmaya başlamıştır. Fakat insanın geçmişi herkesi olduğu gibi onu da terk etmiyor, Vicious'la olan rekabeti ve Julia'yla yaşadığı güzel günleri hiç unutamayacak olan Spike'ın bir gözü bir çatışmada yaralandığı için (yanlış hatırlamıyorsam geçmişteki bir Vicious'la yaptığı çatışmaydı) gerçek değildir, Spike bu durumla ilgili  "Bir gözümle geçmişi, diğer gözle de şu anı görüyorum." der.

Jet Black, ismi gibi zifiri karanlık birisi desem de pek inanmayın, görünüşünün aksine iyi hoş bir insandır. Ganymadeli eski bir polis olan Jet, eski ortağının ihaneti yüzünden bir kolunu kaybetmiştir. Bu yüzden bir kolu takmadır, yanlış hatırlamıyorsam Faye'in "Neden gerçek insan kolu görünümde bir kol yaptırmadın böyle bir şeyi yaptırmak mümkün?" sorusuna "Bu kol geçmişte yaptığım hataları bana hatırlatıp onları tekrarlamama yardımcı oluyor." gibi baba bir laf etmiştir. Spike'ın aksine daha canayakındır. Ailecek severiz, sayarız.

Faye Valentine, Bebop tayfasını seksi fakat hafif sakar güzeli. Aslında göründüğünden daha yaşlı olan bu Dünyalı güzel (evet Dünyadan böyle güzeller çıkabiliyormuş) gençken ağır bir hastalığa yakalanıp dondurulmuş, daha sonra 2070li yıllarda tekrar çözülmüştür. Sürekli arıza çıkarır, Spike'ı filan çıldırtır ama iyi bir pilottur. Ayrıca hafiften Spike'a da yazar ama bunu pek çaktırmaz. Zaten erkek gibi kadındır öyle aşkla maşkla pek işi olmaz ama işte.





Edward Wong Hau Pepelu Tivrusky IV veya bilinen ismiyle "Radical Edward" Bebop tayfasına en son katılan şipşirin fakat çok zeki bir kızdır. (Evet kendisi bir kızdır, babası bile onun erkek zannetmişken erkek zannedilmesi gayet normal fakat kızdır.) Çok uçarıdır, sürekli zıpırlık yapar ama dediğim gibi zekasıyla başarmayacağı şey yoktur. Galaksinin en iyi hackerı denebilir kendisi için en iyi arkadaşı Bebop tayfasının bir diğer üyesi olan Ein'dır. Babasının ismi çok ilginçtir bilen bilir bilmeyen de izleyip görsün.

Vicious, Cowboy Bebop'un baş kötüsü, Spike'ın eski dostu fakat şimdi en büyük rakibi, örgütün başına Spike geçecekken hileyle kendisi geçmiş ve Spike'ı yok edip galakside güçlenen biri olmayı hedeflemektedir. Tipik karizma kötü adamdır. Spikela 5 ve 26. bölümdeki kapışmaları her yönden efsanedir, izlemesi elzemdir.




 Julia, Spike'ın eski sevgilisi. Hayatta en çok değer verdiği şey. Gizemli bir kadın ilk bölümlerde daha çok bir kaç sahnede kısa süreli görürüz asıl olayı son bölümlerde vardır. Belki de muhtemel Spike-Faye ilişkisinin gerçekleşmemesinin en büyük sebebi. (Gerçi böyle dedim de bir suçu yok kızcağızın ama Spike bu kıza çok değer veriyor ondan Faye'i gözü görmüyor.)



-------------------------------------------------------------------------------------------------------

Seride bir başka göze çarpan hiç şüphesiz müziklerin yeri ve kullanımı, Cowboy Bebop'ta müziklere çok önem verilmiş, "Jazz" ağırlıklı olmak üzere, "Slow", "Blues" Western Müziği (ne tür bir müziktir bilmiyorum Country'dir herhalde) gibi müzikler çok sıklıkla var. Bölüm isimleri ünlü şarkıların isimleri, bir çok yerde ünlü şarkılara (mesela son bölümün kapanış videosundan sonra bir yazı belirir, "You're gonna carry that weight" şeklinde o zaten adamı bitirir mahveder.)

 Müzikler demişken , Yoko Kanno isminde bir müzik dahisi hatunun yaptığı o eşssiz müziklerden bahsetmemek olmaz. Hani bana müzikleri en başarılı, en etkili film-dizi vs. nedir, diye sorsalar cevabını Cowboy Bebop dedirtecek kadar çok çok iyidir. "The Real Folk Blues" (hem kapanış müziğinin ismi olan hem de son iki bölümün ismi olan) efsanedir.

Seri bittikten sonra 2001 yılında uzun metrajlı animasyon filmi yapılmıştır. Seri kadar etkileyici olmasa da bu da seriden sonra izlenesi iyi bir filmdir.

Cowboy Bebop'la daha fazla şey, bölüm bölüm analiz, şurada şunu demiş demeyi istiyorum ama yazı çok uzayacak. Bunu yapmayı başka bir yazıya bıraktım.

Son olarak Hollywood Cowboy Bebop'u live-action film yapacak, Spike'ı Keanu Reeves'in oynayacağı kesinleşti fakat bu konuda başka henüz ne bir açıklama ne bir resim ne cast listesi falan söylenmedi. Merakla bekliyoruz bu şahaserin nasıl olacağını, umarız Hollywood bunu batırmaz, ama bir yandan da şöyle iyi olacak bu seriyi Hollywood sayesinde tanıyacaklara "ben onu biliyom olum, animesini izlemiştim" diyebileceğim.

Live-actionla ilgili gelişmeler olursa buradan yazarım muhtemelen, çıktığında da ilk günden sinemaya koşarım (tabi Türkiye'de gösterime girerse)

Yazıya Cowboy Bebop bitişleri gibi veda edeyim.

"See you, Space Cowboy. Somewhere in sometime"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder